𝙈𝙚𝙧𝙖𝙠 𝙚𝙩𝙢𝙚𝙠... Birine, bir şeye karşı duyduğumuz sevginin kendi içimizde ortaya çıkış hali.. Kalbin birine yöneldiğinde merak her daim peşinden gelir. Hakkındaki her şeyi öğrenmek ister insan. En azından ben böyle olduğumu söyleyebilirim.
Şahsen bir insanı sevdiğimde, onunla konuşmak yeterli gelmez. (Onunla uzunca sohbet etmeyi de her şeyden çok isterim ama koşullar..) Onun dünyasında olmak, en sevdiği rengi bilmek, en sevdiği şarkıyı duymak, onu keşfetmek isterim.
Onun dünyasına yaklaşabilmek için attığım her adım, aslında benim sevgi biçimimdir.Tam da bu yüzden;
𝐻𝑎𝑘𝑘ı𝑛𝑑𝑎 ℎ𝑒𝑟 𝑠𝑒𝑦𝑖 𝑑𝑢𝑦𝑚𝑎𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚.
Okuduğun kitabı, sevdiğin sesleri, yaptığın şeyleri..
Senin olduğun yerlerde var olabilmek için. Senin dünyanda kendime yer bulabilmek için.
Peki neden? Sevdiğimiz kişileri neden merak ediyoruz? Bilimsel olarak baktığımızda; sevdiğimiz kişiyi düşünürken beynimiz dopamin salgılar. Yani bizi mutlu eden kimyasalı. Ama bana kalırsa ve özellikle de hislerimizin bilim üzerinden açıklanmasının çok da kolay olmayacağını düşünerek, bu hormonlardan çok daha öte. Bizler insan olarak birini sevince onunla özel olduğunu hissettiğimiz bağlar kurarız. Bazen bu bağlar tek taraflı hissettirir. Ona rağmen kopmaz. Bu bağı koruyan şey içimizdeki sonsuz meraktır belki.
O şarkıyı dinlerken ne hissettin, hangi dizede durup iç çektin bunları merak ediyorum.. Aynı gökyüzünü seyrederken neler hissediyoruz, aynı manzarada neler düşünüyoruz? İşte bu yüzden bu merak dürtüsü bir köprü oluyor. Bir kalpten diğerine kurulan köprü.
Merak ettiğim tek şey onun hakkindaki soru işaretlerim değil. Merak ediyorum da acaba sizinde böyle anlarınız oldu mu?
Hiç sadece onun dinlediği bir şarkıyı defalarca kendiniz için dinlediniz mi?
Hiç bilmediğiniz bir oyunla, dizilerle, kitaplarla ilgilendiniz mi sırf o seviyor diye?
Hiç onunla ilgili bir bilgi bulduğunuzda kalbiniz hızlandı mı?
Sadece var olduğu için mutlu oldunuz mu?
Onun çocukluk anısını hayalinizde canlandırmaya çalıştınız mı, hiç anlatmamışken bile?
Sosyal medyada onun attığı beğenileri tek tek incelediniz mi, o satırlardan bir iz arar gibi?
Merak, aslında sevginin sessiz dilidir. Sözcüklere dökülmeyen, ama yürekten yüreğe akan bir çağrıdır. Onu anlamak, onun dünyasında gezinmek, o dünyayı kendi dünyana katmak isteğinin en saf halidir. Belki de merak, birinin hayatında görünmez bir iz bırakmaktır.
Eğer sizde böyle düşünüyorsanız ve bunlardan birini bile yaşadıysanız inanın, siz de merak etmeyi sevgiyle harmanlayanlardansınız.
Bazen bu merak, küçük anlarda gizlenir; bir mesajın arkasındaki anlamda, bir bakışın derinliğinde, hatta onun sevdiği bir şarkıyı defalarca dinleyişimizde… İşte o küçük anlar, sevginin ritmini oluşturur.
Doğru mu yapıyorum bilmiyorum. Anlattığım tüm bu şeyleri romantize mi ediyorum, emin değilim. Merak dürtümle öğrenmeye çalıştığım sorularin cevapları her zamann beni tatmin etmeyebilir. Her genç kız gibi biraz kafam bulanık olabilir. Yillar sonra sadece bir saçmalık olabilir tüm bunlar. Ama şuan için bende değeri olan şeyler. Ve ben 10 sene sonraki Ebrar değilim. Olgun, aklı başında, her şeyi tekdüze yaşamak istemiyorum belki de. Saçma geleceği günler olabilir ama o gün bugün değil. Madem bu yaşımda, bu halimle sadece bir kez var olacağım, o zaman doya doya yaşamalıyım. Merak ederek, severek, anlayarak… Çünkü fark ettim ki; insan, merak ettikçe seviyor, sevdikçe daha çok merak ediyor.
𝐻𝑎𝑘𝑘ı𝑛𝑑𝑎 ℎ𝑒𝑟 𝑠𝑒𝑦𝑖 𝑑𝑢𝑦𝑚𝑎𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚.
Çünkü seni sevmek, seni anlamaya çalışmakla başlıyor.
ayy cok guzel yazmissin bu sarkiyi da cok seviyorum🥹🤍
ya galiba ikiziz 😭😭😭😭🤚🏿🤚🏿🤚🏿🤚🏿